Odamız
adına İzmir Şube yürütücülüğünde 19-22 Nisan 2017 tarihleri arasında İzmir’de
MMO Tepekule Kongre ve Sergi Merkezi’nde düzenlenen ‘’13. Ulusal Tesisat
Mühendisliği Kongresi ve TESKON+SODEX Fuarı’’ sonuç bildirisi yayımlandı.
İlki
1993 yılında düzenlenen, 24 yıllık bir birikim ve geleneği olan, 13. Ulusal
Tesisat Mühendisliği Kongresi, TMMOB Makina Mühendisleri Odası adına İzmir
Şubesi yürütücülüğünde "Bütünleşik Performans" ana temasıyla, 19-22
Nisan 2017 tarihleri arasında İzmir`de MMO Tepekule Kongre ve Sergi Merkezi`nde
düzenlenmiştir. Kongre ile birlikte TESKON+SODEX Fuarı da Hannover Messe Sodeks
Fuarcılık A.Ş. tarafından aynı tarihlerde gerçekleştirilmiştir. Kongre ve fuar
etkinliklerinin tamamı MMO Tepekule Kongre ve Sergi Merkezi‘nde bulunan 10
salon ve fuar alanında yer almıştır. Kongre 24 kurum ve kuruluş ve üniversite
tarafından desteklenmiştir. Kongre boyunca toplam 55 oturumda 167 bildiri
sunulmuştur. Açılış oturumunun ardından düzenlenen özel oturum ile meslek alanımıza
katkıda bulunan önemli isimlere vefamızın bir gereği olarak "Nikita
Guber-Özden Ertöz Saygı Oturumu" ve Soğutma Sempozyumu kapsamında
"Erol Ertaş Saygı Oturumu" gerçekleştirilmiştir.
Kongre
sırasında toplam 7 sempozyum, 4 seminer, 15 kurs, 2 panel, 2 saygı oturumu, 1
özel oturum, 3 sabah toplantısı gerçekleştirilmiştir. Kongre ile paralel
düzenlenen TESKON+SODEX Fuarına toplam 1761 m2 net stand alanında, sektörde
ürün ve hizmet üreten temsilcilikleri ile birlikte 96 kuruluş katılmıştır.
Kongreyi bin 348`si kayıtlı delege olmak üzere, 4 bin 800`ü aşkın mühendis,
mimar, teknik eleman ile üniversite, meslek yüksekokulu ve meslek lisesi
öğrencisi izlerken, fuar 6 bin 676`i aşkın kişi tarafından ziyaret edilmiştir.
Oturumlarda,
tesisat mühendisliği alanındaki bilimsel, teknolojik gelişmeler ve uygulamalar
ile sektörde yapılan AR-GE çalışmalarının tanıtıldığı, bilgi ve deneyimlerin
paylaşıldığı bildiriler sunulmuştur. Bilimsel/Teknolojik Çalışmalar başlıklı
oturumlarda, tesisat mühendisliği ve ilgili alanlarda uluslararası ölçekte
yenilik getiren teorik veya deneysel özgün araştırma sonuçları sunulurken,
seminer ve sempozyumlarda ise uluslararası ölçekte yapılmış uygulama ve
araştırmalar tartışılmıştır.
Kongrede
gerçekleştirilen oturumlar aşağıda belirtilmiştir.
SEMPOZYUMLAR
- Bina Fiziği Sempozyumu
- Binalarda Enerji Performansı Sempozyumu
- Isıl Konfor Sempozyumu
- İç Hava Kalitesi Sempozyumu
- Simülasyon ve Simülasyon Tabanlı Ürün Geliştirme Sempozyumu
- Soğutma Teknolojileri Sempozyumu
- Termodinamik Sempozyumu
SEMİNERLER
- Bacalar Semineri
- Hastane Havalandırma Sistemleri Semineri
- Jeotermal Enerji Semineri ve Jeotermal Enerji ve Çevre Paneli
- Mekanik Tesisat Yalıtımı Semineri
KURSLAR
- VAV (Değişken Hava Debili) ve Laboratuvar Havalandırma Sistemleri
- Binalarda Kojenerasyon/Trijenerasyon Sistemleri Uygulamaları
- Havalandırma ve İklimlendirme Sistemlerinde Hava Dağıtım Ekipmanları
- Mutfak Havalandırması
- Sprinkler Sistemleri Montaj Kuralları
- Yüzme Havuzları Filtrasyon Tesisatı Projelendirme Esasları
- İklimlendirme Sistemlerinde Gürültü Denetimi Teorisi ve Pratik
Hesaplamaları
- Sistem Seçimi
- Medikal Gaz Tesisatı
- Uygulamalı Psikrometri ve İklimlendirme
- Yangından Korunmada Su Sisi Sistemleri (Alçak ve Yüksek Basınç ve
Hibrid Sistemler)
- Hastane Hijyenik Alanlar Proje Hazırlama Esasları
- Binaların Performansının Değerlendirilmesinde Ekserji Bazlı Bütünleşik
Yaklaşımın Kullanılması ve Binalarda Ekserji Yönetim Sistem Standardı
- Sanayide Enerji Verimliliği ve Uygulamalar
- Soğutma Sistemleri, Hesapları ve Modellemesi
PANELLER:
- Tasarım ve Proje Hizmetleri Sorunları ve Çözüm Önerileri
- Test Ayar Dengeleme (TAD) Sertifikasyonu
ÖZEL OTURUM
- BIM (Bulding İnformation Modelling)
SABAH TOPLANTILARI
- Sektörel Ar-Ge Faliyetleri
- Mekanik Tesisat Şartnamesi
- Sektörel Yayınların Değerlendirilmesi
Kongre
sonucunda aşağıdaki konuların kamuoyuna duyurulmasına karar verilmiştir.
1.
Bütünleşik performans, tasarım performansından işletme, ölçme ve denetim
performansına kadar bütün tasarım yapım, devreye alma ve denetim süreçlerini
kapsar. Bu nedenle mühendislik, mimarlık uygulamaları başta olmak üzere sürece
doğrudan ya da dolaylı katılan bütün aşama ve sistemlerin performansı ayrı ayrı
ölçülmeli ve bütünleşik olarak değerlendirilmelidir.
2.
Meslek Odalarımızın ve Sektör Derneklerinin tüm karşı görüşlerine karşın,
hükümetin, başta TMMOB Yasası olmak üzere mesleğimizi yakından ilgilendiren
İmar Kanunu ve Yapı Denetim Kanunu ve ikincil mevzuatta yapmaya çalıştığı
düzenlemeler yapı üretim ve denetim süreçlerinde kuralsızlığı ve denetimsizliği
getirmekte, güvenli, sağlıklı, konforlu yapıların yapımını engellemekte;
mesleğimize, meslektaşlarımıza, sektörümüze zarar vermektedir. Yapı üretim ve
denetim süreçlerine yönelik mevzuat kamusal bir bakış açısıyla ele alınmalı,
meslek odalarıyla işbirliği yapılarak yeniden düzenlenmelidir.
3.
Meslek içi eğitimin önemi, kurslara yoğun katılım ile kanıtlanmıştır. Meslekte
uzmanlık ve belgelendirme çalışmalarında Makina Mühendisleri Odası`nın yanı
sıra sektör dernekleri ve üniversiteler de bu süreçlere katkı koymalı ve bu
alanda teorik ve uygulamalı eğitim merkezlerinin sayısı artırılmalıdır. TAD
(Test, Ayar ve Dengeleme) konusunda yapılan çalışmalar bu kapsamda ele alınmalı
Oda-Sektör ilişkileri bu alanda devam etmelidir. Doğrulama ve Belgelendirme
(commissioning) çalışmaları de aynı anlayışla ele alınmalıdır.
4.
Enerji Verimliliği Kanunu ve uygulamaları. Mayıs 2017 itibariyle 10. yılını
doldurmaktadır. Kanuna göre Türkiye`deki bütün binaların Mayıs 2017 itibariyle
Enerji Kimlik Belgesine sahip olması zorunluluğu 2020 yılına ertelenmiştir.
Ancak Enerji Kimlik Belgesi çalışmalarında kullanılan BEP-TR yazılımları
başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Bu konuda bir an önce meslek odaları, sektör
dernekleri ve üniversiteler ile birlikte yeni bir yazılım hazırlanarak/seçilerek
en kısa sürede uygulamaya geçilmelidir.
5.
2015 yılında gerçekleştirilen kongre sonuç bildirisinde önerilen Çevre ve
Şehircilik Bakanlığı Mekanik İşler Genel Teknik Şartnamesi kapsamı ve
güncellemesi konusunda başlatılan çalışma çok önemli olup, mekanik tesisat
tasarım kısmını da kapsayacak şekilde, sürdürülebilir ve kendini güncelleyen
kapsamlı bir şartname hazırlığı sürdürülmelidir. Bu konuda sektör
bileşenlerinin de katkılarını almak üzere çeşitli toplantılar yapılmalıdır.
6.
Sektörel yayın kalitesini artırmak, yayın problemlerine ortak çözümler
oluşturmak üzere Odanın sekretaryalığında, Sektör Dernekleri, Sektör Yayın
Kuruluşları, Sektörel Yayınlar Derneği ile birlikte ortak çalışma ilkeleri
oluşturularak Sektör Yayın Takip Koordinasyon Kurulu kurulmalıdır.
7.
KOBİ`lerin AR-GE çalışmalarına katkı vermek üzere Oda ve Sektör Dernekleri ile
birlikte AR-GE Takip ve Destek Birimi oluşturulmalıdır.
8.
Bilindiği üzere hem "Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği" hem de
"Kamu İhale Kanunu" kapsamında gerçekleştirilen kamu projelerinde
büro tescil belgesi aranması yönünde bir zorunluluk mevcut değildir. Bu konunun
ivedilikle gündeme alınarak mevzuatlarda yapılacak değişiklikle kamu
projelerinde büro tescil belgesi zorunluluğunun getirilmesi yönünde çalışmalar
yapılmalıdır.
9.
Yapı sınıfları günün koşullarına göre yeniden belirlenmeli, güncelliğini
yitirmiş tanımlar kaldırılmalıdır. Bununla beraber Mühendislik Hizmetleri
Şartnamesindeki hizmet bedeli hesabının; yapı yaklaşık maliyeti üzerinden yapı
sınıflarına uygun olarak hesaplanması için belirlenen hizmet oranları dönemin
şartları çerçevesinde tekrar ele alınmalı ve teknolojinin gelişmesiyle beraber
makina mühendisliği hizmetlerindeki artış bu oranlar belirlenirken mutlaka göz
önüne alınmalıdır.
Ayrıca
makina mühendisliği uzmanlık alanı içerisine giren bazı özel uzmanlık tasarım
hizmetlerinin bedelleri de yapı yaklaşık maliyetinin bir oranı olarak, ayrı ayrı
tespit edilerek toplam hizmet bedeline eklenmelidir.
10.
Çağdaş bilimsel ve teknik yöntemlerin yeterince kullanılmadığı çalışmalarla
ortaya çıkan genel verilere dayanarak, jeotermal enerji gelişmeleri ile ilgili
olumlu veya olumsuz değerlendirmeler, ülkemizdeki jeotermal enerji–çevre
değerlendirmesinde yararsız bir kaotik atmosferin oluşmasına neden olmaktadır.
Sorunların bütünleşik performans kavramı ve üniversite–endüstri işbirliği ile
tanımlanması ve çözümlenmesi için, kamu kuruluşları ve jeotermal yatırımcılar
tarafından kaynak yaratılması; bu alandaki çalışmaların koordine edilmesi için
de ilgili bağımsız bir kurumsal yapının oluşturulması önemlidir ve acil bir
gerekliliktir.
11.
Jeotermal kaynaklardan üretilen elektrik için devletin verdiği alım garantisi
ve tarife 2020 yılında sona ermektedir. Bu tarihten hemen önce tamamlanacak
santrallar tarife ve alım garantisinden 10 yıl süre ile faydalanabileceklerdir
Jeotermal kaynaklardan elektrik üretimi bir taraftan yüksek bir tarife ve alım
garantisi ile teşvik edilirken, diğer yandan elektrik üretim lisanslarının da,
saha kapasitesi dikkate alınmaksızın sınırsızca verilmesi, yatırımcıları saha
potansiyeline dikkat etmeksizin, 2020 yılından önce ulaşabilecekleri en yüksek
kapasiteyi bir an önce devreye almaya zorlamaktadır. Sonuçta, hem doğal
kaynaklar, hem de finansal kaynaklar kötü yönetilmektedir. Gerçekleştirilen
santrallarda üretilen güç ile kurulu güç arasındaki oran uygun bir seviyede
değildir. Bu nedenlerle:
- Jeotermal kaynaklı elektrik üretiminde, tüm dünyadaki artışın % 50`den
fazlasının Türkiye`de olması normal bir durum değildir. Jeotermal enerji
ile ilgili ülke strateji belgesi, eylem planı, yol haritası vb. referans
belgeler ile, ülke ölçeğinde uygulanması zorunlu uygulama esasları ve
standartlar hızla oluşturulmalıdır.
- Hem üretim sahalarından hem de yerleşim birimleri sınırlarında ve
içinde yapılan elektrik üretimi santrallarının emisyonlarının yerleşik
ölçüm cihazlarıyla izlenmesi ve değerlendirilmesi, gerek emisyona maruz
gruplar gerekse sosyal barış açısından önemlidir. Bu alandaki çalışmaların
üzerindeki kamusal denetim artırılmalıdır.
Ayrıca;
Jeotermal
uygulamalar "Bütünleşik Performans" şemsiyesi altında
projelendirilmeli, uygulanmalı ve işletilmelidir. Bu anlamda ilgili çevre
mevzuatının uygulanması ve eksikliklerin giderilmesi için gerekli mevzuat
çalışmaları yapılmalıdır.
Jeotermal
elektrik üretim projelerinin, sera, kurutma vs. gibi entegre projelerle
geliştirilmesi için teşvik sağlanması hem çevresel sorunların azaltılmasında
hem de istihdamın artırılmasında önemli rol alabilecektir.
Aynı
rezervuarda, birden fazla ve kendi bölgesindeki saha işletiminde bağımsız
işletmelerin olması, çevre ve enerji duyarlı rezervuar işletilmesi için ciddi
bir engel olarak görülmektedir. Bu durum ayrıca olumsuz bir sosyal etkileşime
de neden olmaktadır. Aynı rezervuardan sürdürülebilir bir enerji üretimine
uygun bir üretim ve re-enjeksiyon planlamasının ve işletmesinin
geliştirilmesine imkan verecek yasal ve teknik mevzuat oluşturulmalıdır.
13. Ulusal Tesisat Mühendisliği Kongresi ve Sodex Fuarı‘nın niteliği ve
niceliğiyle çağdaş, demokratik, sanayileşen bir Türkiye yaratılması sürecine
katkıda bulunacağı inancı ile yukarıdaki istemlerimizin yaşama geçirilmesinin
takipçisi olunacak ve 14. Ulusal Tesisat Mühendisliği Kongresi ve Fuarı‘nın
aynı anlayış ile ulusal ve uluslararası katılımın daha da artırılarak,
gerçekleştirilmesi gerekmektedir.