15-16 Haziran 1970 Büyük İşçi Direnişini Selamlıyoruz
TMMOB Makina Mühendisleri Odası olarak, 15-16 Haziran 1970 Büyük İşçi Direnişini 49. yılında anıyor, haklarına sahip çıkan emekçileri selamlıyoruz.
1970 yılında dönemin iktidarı tarafından TBMM’ye sunulan İş Yasası ve Sendikalar Yasası’nda değişiklikleri öngören tasarı DİSK’i, sendikal hakları ve temel işçi haklarını geriletmeyi amaçlıyordu. Tasarıya karşı 15–16 Haziran günlerinde Kocaeli ve İstanbul’da büyük bir işçi direnişi olmuş; 168 fabrikadan 150 bin işçinin başlattığı direnişe şiddetle müdahale edilmiş; üç işçi ve bir esnaf ölmüş, 200’den fazla işçi yaralanmış, 16 Haziran’da sıkıyönetim ilan edilmişti. Yüzlerce işçi ve sendikacı sıkıyönetim mahkemelerinde yargılanmış, beş binden fazla işçi işten atılmıştı. İki yıl sonra ise Anayasa Mahkemesi söz konusu değişiklikleri iptal etmişti. Ancak 12 Mart faşizmi döneminde sermaye çıkarları doğrultusunda yeterince düzenlenemeyen çalışma yaşamı, 24 Ocak 1980 ekonomi kararlarının ardından 12 Eylül faşizmi tarafından yeniden biçimlendirilmiş, çalışanların aleyhine yapılan düzenlemeler bu iktidar döneminde daha da yoğunlaşarak sürmüştür.
2003 yılından itibaren İş Yasası değişikliği ile başlayan onlarca düzenleme emekçilerin ücretlerini, üretim, hizmet ve yaşam koşullarını hep olumsuz yönde etkilemiştir. Esnek-güvencesiz istihdam biçimleri, taşeronlaştırma ve sendikasızlaştırma yaygınlaşmıştır. İşçi sağlığı ve iş güvenliği hizmetleri piyasaya açılmış; iş güvenliği mühendisliği ve işyeri hekimliği uygulamaları yerleşmeden geriletilmiş, kamusal denetimin kaldırılmasına yönelik birçok düzenleme yapılmıştır. Ev emeği, yeni eğitim sistemi ve mesleki eğitim konusu sermayenin yoğun emek sömürüsünün bir aracı olmuştur. Bugün ağır çalışma koşullarını, sendikasızlaştırmayı, sigortasız, güvencesiz, düşük ücretlerle çalıştırmayı, grev yasaklarını, iş kazaları ve işçi cinayetlerini meşrulaştıran dinci-sermayeci, emekçilerin aydınlanma kanallarını kapatan laiklik düşmanı uygulamalar egemendir. Emekçiler reel ücret kayıplarına uğramakta, sanayi çalışanları işçisinden mühendisine ve teknik elemanına kadar işsizlikle yüz yüze kalmakta; hatta işsizlikten dolayı intihar olayları artmaktadır. Kıdem tazminatı fonu ve bireysel emeklilik sigortasını zorunlu hale getirecek düzenlemeler ile ücretlileri işten çıkarmanın daha da kolaylaştırılmak istendiği bir döneme girmiş bulunuyoruz. Böylece emekçilerin çalışma yaşamı boyunca alın terleriyle oluşturdukları/oluşturacakları birikimleri hem eksiltilerek yok edilecek hem de sermaye piyasaları üzerinden başta inşaat, enerji sektörleri ve Kamu Özel İşbirliği projelerini yürüten yandaş şirketlere aktarılacaktır.
Odamız meslektaşlarımız dahil bütün emekçilerin insanca çalışmak, iş güvencesinin sağlanması, işsiz olmamak, emeğinin karşılığını hakkıyla almak, eşit işe eşit ücret, kıdem tazminatlarına dokunulmaması, BES sisteminin kaldırılması, işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin tam olarak alınması, geçici-kiralık işçi olmamak, 8 saatlik işgününe uyulması, fazla mesai ücretlerinin ödenmesi, sendikal hakların tam olarak tanınması, taşeron çalışmanın yasaklanması, kamuya alımlarda adaletsizlik yapılmaması, cinsiyet ayrımcılığı yapılmaması, fabrikalarının satılmaması-kapatılmaması, üretim ve yaşam alanları ile doğal çevrenin rant talanına açılmaması vb. istemlerini desteklemektedir.
Yunus Yener
TMMOB Makina Mühendisleri Odası Başkanı
TMMOB Makina Mühendisleri Odası olarak, 15-16 Haziran 1970 Büyük İşçi Direnişini 49. yılında anıyor, haklarına sahip çıkan emekçileri selamlıyoruz.
1970 yılında dönemin iktidarı tarafından TBMM’ye sunulan İş Yasası ve Sendikalar Yasası’nda değişiklikleri öngören tasarı DİSK’i, sendikal hakları ve temel işçi haklarını geriletmeyi amaçlıyordu. Tasarıya karşı 15–16 Haziran günlerinde Kocaeli ve İstanbul’da büyük bir işçi direnişi olmuş; 168 fabrikadan 150 bin işçinin başlattığı direnişe şiddetle müdahale edilmiş; üç işçi ve bir esnaf ölmüş, 200’den fazla işçi yaralanmış, 16 Haziran’da sıkıyönetim ilan edilmişti. Yüzlerce işçi ve sendikacı sıkıyönetim mahkemelerinde yargılanmış, beş binden fazla işçi işten atılmıştı. İki yıl sonra ise Anayasa Mahkemesi söz konusu değişiklikleri iptal etmişti. Ancak 12 Mart faşizmi döneminde sermaye çıkarları doğrultusunda yeterince düzenlenemeyen çalışma yaşamı, 24 Ocak 1980 ekonomi kararlarının ardından 12 Eylül faşizmi tarafından yeniden biçimlendirilmiş, çalışanların aleyhine yapılan düzenlemeler bu iktidar döneminde daha da yoğunlaşarak sürmüştür.
2003 yılından itibaren İş Yasası değişikliği ile başlayan onlarca düzenleme emekçilerin ücretlerini, üretim, hizmet ve yaşam koşullarını hep olumsuz yönde etkilemiştir. Esnek-güvencesiz istihdam biçimleri, taşeronlaştırma ve sendikasızlaştırma yaygınlaşmıştır. İşçi sağlığı ve iş güvenliği hizmetleri piyasaya açılmış; iş güvenliği mühendisliği ve işyeri hekimliği uygulamaları yerleşmeden geriletilmiş, kamusal denetimin kaldırılmasına yönelik birçok düzenleme yapılmıştır. Ev emeği, yeni eğitim sistemi ve mesleki eğitim konusu sermayenin yoğun emek sömürüsünün bir aracı olmuştur. Bugün ağır çalışma koşullarını, sendikasızlaştırmayı, sigortasız, güvencesiz, düşük ücretlerle çalıştırmayı, grev yasaklarını, iş kazaları ve işçi cinayetlerini meşrulaştıran dinci-sermayeci, emekçilerin aydınlanma kanallarını kapatan laiklik düşmanı uygulamalar egemendir. Emekçiler reel ücret kayıplarına uğramakta, sanayi çalışanları işçisinden mühendisine ve teknik elemanına kadar işsizlikle yüz yüze kalmakta; hatta işsizlikten dolayı intihar olayları artmaktadır. Kıdem tazminatı fonu ve bireysel emeklilik sigortasını zorunlu hale getirecek düzenlemeler ile ücretlileri işten çıkarmanın daha da kolaylaştırılmak istendiği bir döneme girmiş bulunuyoruz. Böylece emekçilerin çalışma yaşamı boyunca alın terleriyle oluşturdukları/oluşturacakları birikimleri hem eksiltilerek yok edilecek hem de sermaye piyasaları üzerinden başta inşaat, enerji sektörleri ve Kamu Özel İşbirliği projelerini yürüten yandaş şirketlere aktarılacaktır.
Odamız meslektaşlarımız dahil bütün emekçilerin insanca çalışmak, iş güvencesinin sağlanması, işsiz olmamak, emeğinin karşılığını hakkıyla almak, eşit işe eşit ücret, kıdem tazminatlarına dokunulmaması, BES sisteminin kaldırılması, işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin tam olarak alınması, geçici-kiralık işçi olmamak, 8 saatlik işgününe uyulması, fazla mesai ücretlerinin ödenmesi, sendikal hakların tam olarak tanınması, taşeron çalışmanın yasaklanması, kamuya alımlarda adaletsizlik yapılmaması, cinsiyet ayrımcılığı yapılmaması, fabrikalarının satılmaması-kapatılmaması, üretim ve yaşam alanları ile doğal çevrenin rant talanına açılmaması vb. istemlerini desteklemektedir.
Yunus Yener
TMMOB Makina Mühendisleri Odası Başkanı