X. ULUSAL UÇAK, HAVACILIK VE UZAY MÜHENDİSLİĞİ KURULTAYI SONUÇ BİLDİRİSİ

MMO 25 Şubat 2020, Salı

TMMOB Makina Mühendisleri Odası (MMO) tarafından 19 yıldır kesintisiz olarak düzenlenen Ulusal Uçak, Havacılık ve Uzay Mühendisliği Kurultayı, bu sene MMO Eskişehir Şube yürütücülüğünde 11-12 Ekim 2019 tarihlerinde Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Taşbaşı Kültür Merkezi`nde yapılmıştır. Meslektaşlarımız, öğrencilerimiz, ilgili kurum ve kuruluşlardan temsilciler ile birlikte toplam 241 kişinin katılımıyla yapılan Kurultayımızda;

“Havacılık ve Uzay Sektörünün Bugünü ve Geleceği” konulu açılış panelimiz ve

-          Havacılık Sektöründe Bakım, Onarım ve Yenileştirme Faaliyetleri,

-          Havacılık Sektöründe Yeni Teknolojiler, Özgün Yazılımlar ve Uygulamaları,

-          Havacılık Sektöründe Yenilikçi Malzemeler ve İleri Üretim Teknolojileri,

-          Ar-Ge Merkezleri ve Sertifikasyon Süreçleri,

-          Özgün Hava Araçları

konu başlıkları altında yapılan 7 oturumda toplam 20 bildiri sunulmuştur.

Uçak havacılık ve uzay sektörünün dünya genelinde büyük bir hızla ilerlemesi ve gelişmesi paralelinde sanayide,, sektöre yönelik ulusal üretimin öneminin artırılması kaçınılmaz bir gereklilik olmuştur. Özellikle havacılık ve savunma sektörlerinde ulusal katkı payının büyütülmesi hedeflenmelidir.

Bu amaç doğrultusunda izlenecek yol haritası; ülkemizin ihtiyaçlarının göz önünde bulundurulması, kısa ve uzun vadeli planlamaların yapılması, yeni ileri teknoloji yatırımlarının planlı olarak filizlendirilmesi, olgunlaştırılması, yürütülmesi ve sektörün kullanımına sunulmasını özellikle içermelidir. Bu ihtiyaçlar kapsamında düzenlenen Kurultayımızda mühendis-üniversite-endüstri üçgenindeki tarafların aynı platformda buluşması sağlanmış; yeni teknolojik gelişmeler, endüstrinin talepleri, teknoloji yatırımları, eğitim ve istihdam konularında mühendis gözüyle bir tartışma, danışma ve paylaşım ortamı oluşturulmuştur.  

Uçak, havacılık ve uzay mühendisliği eğitiminde son yıllarda önemli sorunlar yaşanmaya başlanmıştır. Yakın geçmişte ülke ve toplum ihtiyaçlarını gözetmeden, altyapı ve öğretim görevlisi eksikliklerine rağmen açılan bölümler oluşan istihdam sorunlarının en büyük sebebidir. Havacılık sektörünün cazibesi nedeniyle şu an bütün boyutlarıyla görülemeyen bu sorun gelecekte daha da belirgin hale gelecektir.

Pek çok mühendislik alanını birleştiren, çok yönlü teknolojiler bütünü gerektiren havacılık ve uzay sanayisi için Ar-Ge zorunludur. Bu alanda yürütülen çalışmalar ayrıca birçok sanayi dalına veri teşkil etmekte ve o dallarda itici güç yaratmaktadır. Sektörün gelişmesi Ar-Ge çalışmalarına verilen önemle birebir bağlantılıdır. Bunun yanı sıra ülkemizdeki sanayi ve teknoloji ortamında adını çok fazla anmadığımız, çok fazla sorgulamadığımız bir başka önemli konu da Uygulama Geliştirme Merkezleri ve Uygulama Geliştirme Çalışmalarıdır. Bu konu dünyanın en önemli uzay araştırma merkezlerinde tecrübe kazanmış uzmanlarımız tarafından kurultaylarımızda dile getirilmiştir.

Uçak havacılık ve uzay sektöründe Ar-Ge faaliyetlerinde bulunduğunu iddia ederek devlet teşviklerinden yararlanıp somut projeler gerçekleştirmeyen birçok firma bulunmaktadır. Bu durum kamu kaynaklarının özel çıkarlar için harcanmasına, sektörün kısır bir döngü içerisinde kalıp gelişememesine ve teknolojinin öncüsü olan havacılık sektörünün çağının çok gerisinde kalmasına neden olmaktadır.

Teknolojik altyapı kurma sürecinde olan ülkelerde, üniversite ve sanayi işbirliğinin önemi oldukça belirgindir. Kamu kaynakları planlı, hedefleri belirgin teknoloji geliştirme çalışmalarına ayrılmalıdır. Sektördeki rekabet ve ülkeler arası güç mücadelesi; yalnızca araştırma projelerinin desteklenmesinden daha çok ilgili tüm yerli kurumların stratejik işbirliğini gerektirmektedir.

Uçak, havacılık ve uzay sanayimizin ulusal ölçekli kapsamlı bir strateji ile geliştirilmesi için köklü adımlar atılması kaçınılmaz bir gerekliliktir. Çağdaş, özgün tasarımlı yerli ürün projelendirilmesi ve üretilmesi ile ülkemizin havacılık sektöründe kalıcı bir yer edinmesi hedeflenmelidir. 

Bildiğimiz üzere ülkemizde on yıl öncesine kadar dokunulmaz olarak görülen ve gerçekten de dokunulmaması gereken savunma sanayiinin can damarı askeri fabrikaların özelleştirilmesinin yolu açılmıştır. Yıllardır en önemli stratejik tesislerden biri olan Sakarya’da kurulu Tank Palet Fabrikası (1’inci Ana Bakım Fabrika Müdürlüğü) özelleştirme kapsamına alınmış ve işletme hakkı 25 yıllığına yabancı ortaklı bir firmaya devredilerek özelleştirilmiştir. Tank Palet Fabrikası’nın çok uluslu ya da yerli-yabancı ortaklı sermaye kuruluşlarına 25 yıl süre ile işletme hakkı satılarak özelleştirilmesinin ülke ekonomisine fayda sağlamayacağı, özellikle ulusal çıkarlara geri dönülemez zararlar vereceği açıktır.

İnsansız hava araçları (İHA) günümüz teknolojik gelişmeleri ile günden güne önem kazanmaktadır. Bu durum İHA’ların farklı alanlarda kullanılmasını doğurmakta ve ihtiyacın artmasına neden olmaktadır. Ülkemizde de İHA tasarım ve üretim faaliyetleri yapılmakta olup, henüz yerli özgün yazılımlar yeterli düzeye ulaşamamıştır.

Dünyada havacılık sektöründe yenilikçi malzemeler ve ileri üretim teknolojileri konusunda büyük gelişmeler yaşanmaktadır. Yenilikçi malzemelerin hava araçlarının parça ve bileşenlerinde kullanılması stratejik ve kritik öneme sahiptir. Özellikle katmanlı üretim teknolojileri, havacılık sektörü 2018 yılı verilerine göre yaklaşık 8 milyar USD bir pazar payına ulaşmış, gelecek 10 yıl içinde ise her yıl en az % 15 büyüme ile 2026 yılında 25 milyar USD boyutuna ulaşması beklenmektedir. Dünyada önde gelen hava aracı üreticilerinin kullandığı yenilikçi malzemeler ve ileri üretim teknolojileri ülkemizde yeteri kadar takip edilmemekte ve bu konudaki gelişmeler yetersiz kalmaktadır. 

Bu saptamalar yanı sıra aşağıdaki temel konuların ivedilikle uygulamaya geçirilmesi kurultayımızca önerilmektedir:

·         Uçak, havacılık ve uzay mühendisi yetiştiren üniversitelerimizdeki eğitim; planlamacı bir anlayışla, toplumsal gereksinimleri, üretimi, istihdamı ve yaşam boyu eğitimi, ülkenin bilim ve teknoloji yeterliliğinin güçlendirilmesini temel alan bir anlayışla yaşama geçirilmelidir. Mühendislik eğitiminin gelişen teknoloji ve bilimin ışığında planlanmasında ve yapılandırılmasında, Makina Mühendisleri Odası mutlaka yer almalı ve sektördeki diğer kurumların görüş ve önerileri de dikkate alınmalıdır.

·         Ülkemizde havacılık ve uzay sanayi alanında çalışma yapan Ar-Ge merkezlerinin sayısı ve etkinliği artırılmalı, ayrıca Uygulama Geliştirme Merkezlerinin kurulması için somut adımlar atılmalıdır.

·         Ar-Ge firmaları tarafından teşvik alınmak üzere başvurulan özgün, bilime uygun ve gelişime açık projelerin objektif olarak seçilmesi sağlanmalıdır. Ayrıca seçilen projelerin verimliğinin belirli periyotlarda yetkin kurumlar tarafından kontrol edilmesi ve bu projelerin kamu yararına sonuçlandırılması gerekmektedir.

·         Üniversite-sanayi işbirliği ekonomik büyümenin bir faktörü olarak değerlendirilmelidir. Buna uygun olarak üniversitelerde verilen eğitimin niteliği ve etkinliği artırılmalı, sanayiye uygulanabilirliği sağlanmalıdır.

·         Havacılık ve uzay sektörünün gelişmesi için ayrılan ülkemiz kaynakları ister askeri ister sivil amaçlı olsun verimli kullanılmalı, kurumlar arası eşgüdüm sağlanmalı, değişik kurumların benzer alanlarda gereksiz yatırımlar yapması ve faaliyet göstermesi engellenmelidir.

·         Ulusal savunmada büyük önem arz eden ve havacılık sektörüne de hizmet veren askeri fabrikaların sahip olduğu bilgi ve tecrübe birikimlerinden en üst düzeyde yararlanılmalı ve özelleştirme uygulamalarından bir an önce vazgeçilerek kabiliyetlerinin artırılmasına yönelik çalışmalar başlatılmalıdır.

·         Havacılık sektöründe, İHA’lar da dahil olmak üzere tüm yerli hava araçlarının etkinliğini ve kabiliyetini artıracak özgün yerli yazılımlar geliştirilmeli ve kullanılmalıdır.

·         Üniversitelerimiz bünyesinde yenilikçi malzemeler konusunda çalışmalar artırılmalı, üniversite-sanayi işbirliği çalışmaları desteklenerek bu konuda yetişmiş insan gücü ve bilgi birikimi sağlanmalıdır. Ayrıca üniversiteler, araştırma merkezileri ve sektör son birkaç yılda ileri üretim teknolojileri konusunda çalışmalar yapıyor olsa da, ülkemizin havacılık sektöründe bu üretim teknolojisinden yeterince yararlanabilmesi için gerekli teknik ve akademik altyapı bir an önce kurulmalıdır.

·         Havacılık ve savunma sektöründe dünya piyasasında rekabet edebilmek için alternatif enerji üretimi ve kullanımı konularında çalışmalar yapılmasına önem verilmeli ve ilgili konularda Ar-Ge ve inovasyon çalışmaları yoğunlaştırılmalıdır.

·         Ülkemizde yolcu-yük taşımacılığında kullanılan uçakların uçuşa elverişliliğine ve hava alanlarındaki pistlerin bakımına öncelik verilmeli, bu kapsamdaki kontroller eksiksiz ve düzenli olarak yapılmalı; her şeyden önce can kaybına ve uçak kaybına neden olabilecek muhtemel kazaların önlenmesi sağlanmalıdır.

TMMOB MAKİNA MÜHENDİSLERİ ODASI