Odamız Büyük Delege Buluşması, 586 Genel Kurul Delegesinin katılımı ile 2 Mayıs 2020 tarihinde online olarak gerçekleştirildi.
TMMOB Başkanı Emin Koramaz'ın da katılarak bir konuşma yaptığı buluşmanın açış konuşması Oda Başkanı Yunus Yener tarafından yapıldı.
TMMOB Başkanı Emin Koramaz ve Oda Başkanı Yunus Yener ile beraber buluşmada Mehmet Soğancı, Elif Öztürk, Kaya Güvenç, A. Oğuz Türkyilmaz, Ali Ekber Çakar, Tevfik Peker, Hüseyin Atıcı, S. Melih Şahin, İlter Çelik, İbrahim M. Tataroğlu, Yılmaz Yıldırım, Yüksel Yaşartekin, Fikri Düşünceli, Murat Kürekçi, Ümit Galip Uncu, Harun Kemal Öztürk, Atila Tomsuk, Mehmet Emin Tümür, İbrahim Atmaca, Akif Aksoy, İbrahim Yücesoy, Aykut Kocalar, Fulya Bankoğlu, Aziz Avukatoğlu, Birhan Şahin, Fikret Çaral, Bülent Öntaş, Ali Haydar Karaçam, Ekrem Nacarkahya, C. Ahmet Akçakaya, Aydan Adanır, İbrahim Mart, Hasan Emir Kavi, Neşet Aykanat ve Serdar Işık konuştu. Büyük Delege Buluşması Oda Teknik Görevlisi Meltem Özdemir Çınarel'in okuduğu sonuç bildirisi ile sonlandı.
Oda Yönetim Kurulu Başkanı Yunus Yener'in açış konuşması şöyle;
"Sayın Birlik Başkanlarım, Sevgili Oturum yöneticileri
Sayın Oda-Şube Yöneticileri,
Sayın Onur, Yüksek Onur ve Denetleme Kurulları Üyeleri,
Sayın Delege Arkadaşlarım ve
Sevgili Oda-Şube Çalışanı Arkadaşlarımız,
Tarihimizde ilk defa yaptığımız Büyük Delege Buluşmasına hoş geldiniz. Oda Yönetim Kurulu adına sizleri saygıyla, sevgiyle, dostlukla selamlıyorum.
Öncelikle salgın sürecinde kaybettiğimiz arkadaşlarımızı anarak başlamak istiyorum.
Trabzon Şube eski Yönetim Kurulu Üyemiz Mustafa Sabri Duran’ı,
İstanbul Şubemize bağlı Başakşehir Temsilciliği Yürütme Kurulu Üyemiz Gürdal Öztürk’ü,
İstanbul’dan Öğrenci Üyemiz Emircan Kılıçkaya’yı,
Ankara Şube çalışanımız Ali Rıza Falcıoğlu’nu
TMMOB örgütlülüğünden arkadaşlarımızı,
Sağlık emekçisi dostlarımızı, ülkemizde ve diğer ülkelerde ölen bütün insanlarımızı saygıyla anıyorum. Hepimizin başı sağ olsun. Ailelerine, sevenlerine, tüm örgütümüze sabırlar diliyorum. Umarım yeni acılar ve kayıplar yaşamayız.
Bu vesileyle babamın kaybından dolayı iletilen taziyeler için, acılarımız paylaşıldıkça çekilir olur diyor ve teşekkür ediyorum.
Değerli Dostlar,
İki hafta önce 18-19 Nisan’da yapacağımız genel kurulumuzun Corona Virüs salgını nedeniyle ertelendiğini biliyorsunuz. Ancak yaşamlarımızı ve çalışma düzenimizi tamamen değiştirmemize yol açan bu ortama karşın ve koşullar ne olursa olsun örgütlülüğümüzü sürdürmek durumunda olduğumuz da açık bir gerekliliktir.
Bu nedenle OYK olarak, delegelerimizin ve örgütümüzün toplu olarak bilgilenme gereksiniminin karşılanması, canlı bir şekilde görüş alış verişinde bulunmamız, öneriler sunmamız ve dayanışma amacıyla bu Büyük Delege Buluşmasını gerçekleştirmeyi kararlaştırdık.
Bugün burada olağan genel kurullarda olduğu gibi bir çalışma raporu sunmayacak, bunu resmi genel kurul işleyişine bırakacağız.
Ben şimdi Covid-19 salgınının başından bu yana yaptığımız çalışmalara kısaca değineceğim. Benden sonra, Odamızı TMMOB’de temsil eden Birlik Başkanımız Emin Koramaz konuşacak. Onun ardından OYK Sekreterimiz Elif Öztürk yeni çalışma düzeni, işleyişimiz ve yapılan çalışmalarla ilgili bilgiler verecek. Daha sonra birlikte görüşmeye geçeceğiz.
Sevgili Meslektaşlarım,
Olumsuzluklara yeni olumsuzlukların eklendiği, kötü ve olağandışı bir dönemden geçmemize karşın Oda olarak bu süreçte örgütsel bütünlüğümüzü korumak için birçok adım attık.
Salgının Türkiye’de gündeme girmesiyle birlikte Oda çalışmalarında üyelerimizi ve çalışanlarımızı koruyucu yöntemlere ağırlık verdik. Çalışma düzenimizi; zorunlu durumlar dışında evden çalışma, kısa çalışma vb. tamamen değiştirdik.
Birlikte üretme, birlikte karar verme, birlikte yönetme geleneğimizi olağandışı bir dönemde de sürdürme gerekliliğini yerine getirmeye yönelik çalışmalar yaptık.
Online olarak OYK-ŞYK’ler, Başkanlar, Sekreterler-Müdürler hatta komisyon toplantıları yapıldı. Günlük işleyişi aksatmadık, gerekli temasları ve çalışmaları bütün örgüt olarak sürdürdük, salgın sürecinde alınması gereken önlemlere ilişkin eğitimler düzenledik.
Ve 23 Nisan’da Oda Danışma Kurulu toplantısını yaptık.
Biliyorsunuz, şeffaf olmayan, kötü yönetilen bu süreçte krizi fırsat olarak gören bir iktidarla karşı karşıyayız. Her şeyi piyasanın insafsızlığına bırakan, halkı değil yandaş sermayeyi destekleyen politikalar salgın sürecinde halkı açlığa, işsizliğe, sefalete ve ölüme mahkûm ediyor.
Bu nedenle salgın, salgına karşı izlenen ve izlenmesi gereken politikaların değişik yönlerine ilişkin ilk günlerden itibaren birçok açıklama yaptık.
12 Mart’ta Corona Virüs Vakasından Hareketle Hastaneler ve Toplu Bulunulan Mekanlarda Yapılması Gereken Bazı Acil Düzenlemelere Dair Önerilerimiz’i,
19 Mart’ta Sanayi Analizleri’nin 57.’sinde Kırılgan Ekonomiye Corona Virüs Yükü açıklamasını,
21 Mart’ta Corona Virüs Salgınına Yönelik Sosyoekonomik Önlemler Halktan Yana Köklü ve Bütüncül Bir Şekilde Yaygınlaştırılmalıdır açıklamasını,
27 Mart’ta Corona Virüsü Salgını ile Ancak Toplum Çıkarını Gözeten Kamucu Politika ve Uygulamalarla Baş Edebiliriz açıklamasını,
2 Nisan’da Siyasi İktidarı ve Tüm Kamu Yönetimini Anayasal ve Yasal Görevlerini Eksiksiz Olarak Yerine Getirmeye Çağırıyoruz! açıklamasını yaptık.
20 Mart’ta Serdar Ulu ve Aytekin Çakır arkadaşlarımızın hazırladığı ve birçok Oda üyemizin katkıda bulunduğu Coronavirüs ve Salgın Hastalıkların HVAC Sistemleriyle İlişkisi makalesini paylaştık.
22 Nisan’da Sanayi Analizleri’nin 58.’sinde Covid’19: Kriz ürkütücü, önlemler yetersiz/ Ekonomi Çakıldı, 10 Milyon İşsiz Korumasız açıklamasını,
28 Nisan Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Günü dolayısıyla Covid-19 Pandemi Süreci de Göstermiştir ki, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Politikaları ve Çalışma Yaşamı Sosyal Devlet İlkeleri Gereğince Yeniden Düzenlenmelidir açıklamasını ve
29 Nisan’da, 1 Mayıs dolayısıyla Emekçilerin Gereksinim ve Özlem Duyduğu Her Şey Sosyal Devlete, Emek ve Bilim Temeli Üzerinde Kurulacak Yeni Bir Düzene İşaret Ediyor açıklamasını yaptık.
Ayrıca 31 Mart’ta DİSK, KESK, TMMOB ve TTB’nin imzaya açtıkları yedi acil önlem metninin imzalanması için duyurular yaptık.
Bu arada birçok üyemiz ve Şubemiz, sağlık emekçileri ile dayanışma ve acil maske-siperlik gereksinimi için üretimler yaptılar, yapıyorlar. Emeği bulunan bütün arkadaşlarımıza OYK olarak teşekkür ediyoruz.
Değerli Arkadaşlar,
Dünya Covid 19 salgını ile mücadele ederken, sürekli olarak vurguladığımız bir gerçek bütün açıklığıyla bir kez daha görüldü: Kapitalizmin neoliberal döneminde kırk yıldır uygulanan serbestleştirmeci-özelleştirmeci dönüşümlerle kamucu sosyal politikaların tasfiyesinin toplumlarda yol açtığı hayati yansımalara şimdi Covid 19 salgınının etkileri eklendi.
Bilim ve laiklik düşmanı dinci politikalar eşliğinde, başta eğitim ve sağlık olmak üzere bütün toplumsal hizmetlerin birer sömürü-kâr alanı haline getirilmesi ile yoksullaşma ve işsizliğin artma süreci, Covid 19 salgını ile daha üst boyutlara ulaşmış durumdadır.
Sağlıkta sosyalizasyon politikalarının Türkiye dâhil olmak üzere bütün kapitalist dünyada tasfiye edilmesinin; neoliberal “Sağlıkta Dönüşüm Programı” uyarınca yapılan kapsamlı tasfiyelerin can alıcı sonuçları, bu salgında bütün açıklığıyla görüldü. Salgına karşı mücadeledeki devlet yetmezlikleri ve hazırlıksızlığının temel nedeni işte bu dönüşüm programlarıdır. Cumhuriyetin ilk döneminden itibaren salgınlara karşı başarılı aşı çalışmaları geçmişi olan Hıfzısıhha Enstitüsü de aynı kapsamda bu iktidar tarafından 2011 yılında kapatılmıştı.
İktidar esasen sermaye güçlerine destekler sunuyor. Halkın ve küçük işletmelerin yine faizli kredilerle borçlandırılmasına çalışılması, kamu çalışanlarının bağış kampanyasına uymaya zorlanması, belediyelerin sosyal hizmet ve dayanışma faaliyetlerinin engellenmesi, devletin sosyal niteliğinin hiç kalmadığını ve yetmezliğini göstermektedir.
Bu nedenle işsizlik ve yoksulluk hep artıyor. Türkiye 2020 yılına yüzde 14 işsizlik oranı ve 4,5 milyon işsiz kitlesi ile girmişti. Salgınla birlikte şu an ise en az 10 milyon yani yüzde 30 oranında işsiz var.
Dünya ve ülkemizdeki genel iktisadi durum, içinde bulunduğumuz zor dönemin geçici olmayacağına işaret ediyor.
Bu koşullarda Odamızda anlayış ve uygulama birliğinin sağlanması, Odamız ve TMMOB’nin yıllardır dile getirdiği üzere çözümün kamucu politikalarda ve bu yöndeki mücadelede olduğunun vurgulanması oldukça önemlidir. Gerçekte de başka bir çözüm yolu yoktur.
Diğer yandan şunu da belirtmek isterim ki, 750’ye varan çalışanımız var ve Odamızın mali durumu iktidar politikaları sonucu çok zayıflamış durumda. Yalnızca bu günler için değil artık genel olarak üye aidatlarının üyelerimiz tarafından sorumlulukla ödenmesi gerekliliği kapımızı çalmış durumdadır. Bu konuda bütün Şubelerimiz ve üyelerimizin üzerlerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi gerektiğini bilginize sunmak istiyoruz.
Salgının olağanüstü toplumsal boyutları, iktidar politikalarının yanlışları-yetmezlikleri ve halkımız ile Odamızın zayıf maddi koşulları, önümüzdeki zor dönemi her açıdan dayanışma ve mücadele bilinci içinde karşılamamızı gerektiriyor.
Sevgili Dostlar,
Son olarak dün daha çok internet ortamında kutladığımız 1 Mayıs emekçilerin uluslararası birlik, mücadele, dayanışma gününü kutluyor; aynı havayı soluyabileceğimiz, aynı mekânlarda bir araya geleceğimiz sağlıklı güzel günlerde buluşmak dileğiyle saygılar sunuyorum."