ÇEVRE, TOPLUM SAĞLIĞI VE EKOLOJİK GELECEK TEHDİT ALTINDA!

MMO 5 Haziran 2022, Pazar

Oda Yönetim Kurulu Başkanı Yunus Yener, 5 Haziran Dünya Çevre Günü nedeniyle bir basın açıklaması yaptı.

Çevre, Toplum Sağlığı ve Ekolojik Gelecek Tehdit Altında!

5 Haziran Dünya Çevre Günü’dür. Ancak biliyoruz ki ülkemizdeki çevre tahribatı had safhadadır ve çevre politikaları göstermeliktir. Oysa çevre tahribatı ve onun sonucu olan iklim değişiklikleri doğal çevreyi, doğal yaşamı, tarımsal üretimi, kırsal-kentsel tüm toplumsal yaşamı, ülkemiz ve dünyanın bugününü ve ekolojik geleceğini tehdit edici boyutlara ulaşmıştır.

Sanayi, tarım, imar, ulaşım, enerji, maden, orman, hazine arazileri, koruma alanları, çayırlar, kıyılar, doğal kaynaklar, yeraltı-yerüstü su kaynakları, denizler, barajlar, göller gibi birçok alanda yanlış politikalar izlenmektedir. Türkiye’nin ormanları, dağları, koruma ve tarımsal üretim alanları sürekli olarak imara-betonlaşmaya açılmakta ve yeni maden ruhsatlarıyla sermayeye hibe edilmektedir. Kuraklık ve hava kirliliği ciddi boyutlara ulaşmıştır. Yanlış enerji, ulaşım politikaları ile plansız sanayileşmenin sonucu oluşan atıkların yol açtığı tahribat, çevre ve halk sağlığı sorunlarını artırmaktadır. Bu duruma sermaye ve iktidar çevrelerinin azami kâr güdüsü yani doğa ve kentsel-kırsal alanlar üzerindeki rant talanı yol açmaktadır. Kamusal denetim ve yaptırımlar ile kamu yararı yaklaşımının tasfiyesi, bu tahribatı her alanda artırmaktadır. Ülke genelindeki halk direnişleri bu nedenledir.

Ülkemizdeki bu sorunların da katkıda bulunduğu küresel iklim değişikliğinin kapitalizmin sistemik bir sonucu olduğu açıktır. Öyle ki küresel karbon bütçesi olarak anılan miktarın yüzde 65’i tüketilmiş durumdadır ve kalan üçte bir oranındaki emisyon düzeyi 10 yıl sonra tamamen kullanılmış olacaktır.

Dünyanın yüzey ısısı artışını 20C derecede, Paris Anlaşması’ndaki hedef olan 1,50C derecede tutabilmek için sera gazı emisyonunun mutlaka sınırlanması gerekiyor. “Çözüm” olarak öngörülen “yeşil dönüşüm” ise fosil yakıt kaynaklı karbon salımlarını, sera gazlarını ve endüstriyel kirleticileri sona erdirmeyi öngörmüyor. AB’nin karbon ticaret sistemi de dünyayı kirletme hakkını satın almayı yani karbon salımının sadece yer değiştirmesini hedefliyor. İktidar da rant ve atık ithalatı politikaları ile buna katkı sağlıyor. Türkiye’nin Net Sıfır Emisyon hedefine nasıl ulaşacağına dair tartışılmış, açıklanmış bir stratejisi de bulunmuyor.

İnsan yaşamını ve doğayı tehdit eden kuraklık, denizlerin ısınması, yeraltı sularının azalması, orman yangınları, beklenmedik yüksek yağışlar, yağışların düzensizliği, su baskınları vb. yıkıcı zararlarını azaltmak ve hızla yükselme eğilimindeki sıcaklık artışını sınırlamak için enerji üretim ve tüketiminde fosil yakıtların payını mutlaka düşürmek gerekir.

Doğru alternatif emek ve ekoloji mücadelelerinin birleşik şekilde yürütülmesiyle oluşturulacaktır. Doğayı ve iklimi olumsuz yönde etkileyen yıkım sürecinin insan yaşamı ve tüm canlı varlıklara yönelik tehdide dönüşmesini önlemek için kamucu, planlamacı, katılımcı toplumcu bir programla yeşil bir çevre, mavi bir gökyüzü, yaşanabilir bir doğa ve adaletli bir enerji politikası için mücadele etmeliyiz.

Sanayi, tarım, sulama, enerji, maden, ulaşım ve diğer alanlara yönelik politikalar ile çevre politikası bir bütünlük içinde ele alınmadan doğayı ve insanı bir bütün olarak gözeten bir ekolojiye ulaşılamaz. Odamız bu çerçevede ve kamusal sorumlulukla sanayi, enerji, çevre konulu kongre, sempozyum, rapor vb. etkinlikler aracılığıyla toplumsal bilinçlenmeye katkı koymayı sürdürecek, doğal çevrelerinin talan ve tahribatına direnen halkın yanında olacaktır.

YUNUS YENER

TMMOB MAKİNA MÜHENDİSLERİ ODASI BAŞKANI