04.06.2018
31 Mayıs-3 Haziran 2018 tarihleri arasında Ankara'da
gerçekleştirilen TMMOB 45. Olağan Genel Kurulu Sonuç Bildirgesi yayınlandı.
TMMOB 45. OLAĞAN GENEL KURULU SONUÇ BİLDİRGESİ
(31 Mayıs – 3 Haziran 2018)
Haziran direnişinin yaktığı ateş yolumuzu aydınlatmaya devam
ediyor!
Haziran direnişinin 5. yılını selamlıyor, Haziranda kaybettiklerimizi
saygıyla anıyoruz.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği 45. Dönem Olağan
Genel Kurulu 31 Mayıs-3 Haziran 2018 tarihleri arasında, OHAL koşulları
altında, 24 Haziran 2018 Cumhurbaşkanı ve 27. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri
sürecinde toplanmıştır.
TMMOB 44. Dönem Olağan Genel Kurulu’nun hemen ardından 15
Temmuz darbe girişimi gerçekleşmiştir. Birliğimizin 44. Dönemi bu darbe
girişimi ile başlayıp 24 Haziran baskın seçimlerine dek uzanan “olağanüstü”
karanlık dönem içerisinde yoğun mücadele ile geçmiştir.
Darbe girişiminin ertesi günü olan 16 Temmuz 2016’da
toplantıya çağrılan TMMOB 44. Dönem Yönetim Kurulumuz aşağıdaki kararı
almıştır.
“15 Temmuz 2016 tarihinde Ordu'nun yönetime el koyduğu
açıklaması ile başlayan askeri darbe girişimi üzerine TMMOB’nin tereddütsüz bir
şekilde darbeye karşı olduğunu belirterek; Sömürü, baskı, zulüm düzeninin
çeşitli savunucularının el birliğiyle ülkeyi mahvettiği; Bu durumdan çıkış
yolunun askeri darbeler olmadığı; Şu an süren kavganın bizim için verilen bir
kavga olmadığı; Bizim mücadelemizin aynı zamanda bu kavganın tarafları ve
sömürü, baskı, zulüm, işsizlik, yoksulluk düzeniyle, bağımsızlık, cumhuriyet,
laiklik, demokrasi, emek ve barış düşmanları ile olduğu; Askeri darbe
girişiminin camilerden okunan ve halk üzerinde daha ağır bir diktatörlüğe
varacak olan cihat çağrılarına dönüşmesi ile yeni bir kaotik ortama girildiği;
Bu sürecin görünen sonucunun, eğer mücadele etmezsek açık bir diktatörlük, açık
bir faşizm ve başkanlık rejimi olacağı; Ülkemizin halktan, emekten, barıştan ve
demokrasiden yana güçleriyle birlikte mücadeleye devam ederek buna izin
vermeyeceğimizi; Bütün sömürücüleri, zalimleri, istismarcıları hayatımızdan kovacağımızı;
Ne dikta karanlığına teslim olacağımızı ne de çözümü darbelerde arayacağımızı
“Ne Darbe, Ne Dikta, Yaşasın Bağımsız, Demokratik Türkiye!” başlığı ile
örgütümüze ve kamuoyuna duyurulması ve gerekli çalışmalar yapılmasına karar
verilmiştir”
Bu karar, geçtiğimiz iki yıllık çalışma dönemi boyunca,
TMMOB’nin tüm çalışmalarının ve mücadelesinin ana eksenini oluşturmuştur.
Darbe girişimi sonrası ilan edilen OHAL’in koşulları altında
KHK’lar ile 3 binin üzerinde meslektaşımızın da aralarında bulunduğu 130 binin
üzerinde kamu çalışanı haksız-hukuksuz şekilde işlerinden ihraç edilmiş; siyasi
partilerin başkanları, milletvekilleri, gazeteciler tutuklanmış, akademisyenler
işten çıkartılmış, seçilmiş belediye başkanları görevlerinden alınarak
yerlerine kayyumlar atanmıştır.
OHAL ile birlikte; ülkemizin kaynaklarına, mesleğimize ve
meslek alanlarımıza yönelik saldırılar da artmış, Bakanlar Kurulu Kararı ile
hisselerinin tamamı veya bir kısmı hazineye ait olan ve çok sayıda mimar,
mühendis ve şehir plancısının görev yaptığı ülkenin önemli kurumları Varlık
Fonu`na aktarılmıştır. Böylelikle bir yandan özelleştirmenin diğer yandan da
alınan dış borçlar karşılığında yabancı kredi kuruluşlarına devredilebilmenin
kıskacına alınmış bu kurumlarda çalışanlar açısından iş güvencesi ortadan
kalkmıştır.
İki yıldır her geçen gün etkileri ve şiddeti artan bir
ekonomik kriz ülkemizde büyümektedir. Tüm bu yaşananlar, iki yıl içerisinde
ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik, siyasal ve toplumsal krizlerin
derinleştiğini göstermektedir. Hayat pahalılığı, işsizlik, yoksulluk ve
borçluluk sürdürülemez boyutlara ulaşmıştır. Enflasyondan döviz kurlarına, cari
açıktan dış borçlara kadar her şey kontrolden çıkmış, yolsuzluk, kayırmacılık
ve dolandırıcılık tüm ekonomik ve sosyal ilişkilere egemen olmuştur. AKP’nin
sorumlusu olduğu bu krizin acı reçetesi meslektaşlarımızın çoğunluğunun da bir
parçasını oluşturduğu emekçi sınıflara ödetilmektedir.
İktidar sermayenin kazançlarını güvenceye alırken %95’i
örgütsüz biçimde çalıştırılan emekçi sınıflar üzerindeki baskı ve sömürü OHAL
sürecinde katlanarak artmıştır. İşten çıkartma, ücret kesintisi, esnek ve
güvencesiz çalışmaya zorlanma yaygınlaştırılmış, bunların karşısında
çalışanların en büyük direnme hakkı olan grev hakkı ise yasaklanmıştır.
Tüm bu yaşananların toplumsal gerilimi ve OHAL koşulları
altında 16 Nisan 2017 tarihinde şaibelerle dolu, meşruiyeti tartışmalı bir
Anayasa Değişikliği Referandumu gerçekleştirilmiştir. Anayasa Değişikliği
Referandumunda ülkemizin en karanlık günlerini yaşamasının önünü açan Başkanlık
Sistemi halkımıza dayatılmıştır.
Ülkemiz için oldukça çetin geçen bu iki yıl, aynı koşullarda
Birliğimiz açısından da uzun soluklu bir mücadele dönemi olarak tarihteki
yerini almıştır. Seçimle ele geçiremedikleri TMMOB ve bağlı odalarını siyasi
iktidarın “idari ve mali denetimine” yönelik Bakanlar Kurulu kararları ile
denetim altına almaya çalışmışlardır. Tüm yöneticileri seçimle gelen TMMOB’ye
bağlı Kimya Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu da mahkeme kararıyla görevinden
alınmaya çalışılarak TMMOB’nin bilimden, hukuktan, emekten yana muhalif
yapısına yönelik bir saldırı gerçekleştirilmiştir.
Başkanlık sistemi ile ülkemizde mesleklerimizi onurlu bir
şekilde icra etmemiz neredeyse imkansız hale getirilmiştir. Çünkü AKP’nin
hayalindeki Türkiye’de mühendis, mimar, şehir planlamacısına ihtiyacı
bulunmamakta, teknik elemanların bir kişinin dudakları arasından çıkan projeyi
uygulaması beklenmektedir.
Bu iki yıl içerisinde ülkemiz Ortadoğu’nun savaş
bataklığında daha derine çekilmiş, Cerablus ve Afrin’e cihatçı çeteler ile
birlikte gerçekleştirilen askeri müdahale halkların birlikte yaşam iradesini
hedef almış, ülkemizin ekonomik kaynaklarını savaşa ayırarak emekçi halkımızı
daha da yoksullaştırmıştır.
Ülkemizin can alıcı sorunları ile mücadelede Birliğimiz
üzerine düşen görevi yerine getirmekten kaçınmayacaktır;
Genel Kurulumuz, ülkemizin toplumun en geniş kesimleriyle
yan yana gelerek tek adam rejimine karşı demokrasiyi, baskılara karşı
özgürlüğü, savaşa karşı barışı, ayrımcı politikalara karşı bir arada yaşamı, gericiliğe
karşı laikliği, emperyalizme karşı tam bağımsızlığı, neoliberal uygulamalara
karşı kamuculuğu, zorbalığa karşı insanlık onurunu savunmaktadır.
Birliğimizin bu kararlı mücadelesine yönelik çok yönlü
saldırılar; demokrasiye, meslek onurumuza ve örgütümüze yöneliktir. Genel
Kurulumuz, siyasal iktidarın her kademesinden gelişen saldırılara karşı
direnecek; Birliğimizin demokrat, ilerici, aydınlanmacı, kamucu geleneğinin
sürdürülmesi için mücadeleye devam edecektir.
Genel Kurulumuz, “millilik” söylencesi ile ülkemizin yüz
akları olan örgütümüze ve yol arkadaşlarımız olan diğer meslek birliklerine
karşı girişilen saldırıların karşısında dayanışmayı, birlikte mücadele
edeceğini beyan etmektedir.
Tek adam rejiminin, faşizan uygulamalarının ülkemize
verebileceği hiçbir şey yoktur. Birliğimiz, tek adam rejimine karşı çağdaş
demokrasinin temel ilkesi olan halk egemenliğinin kazanması, 16 Nisan
Referandumu ile ortadan kaldırılan güçler ayrılığının tekrar sağlanması için
mücadele edecektir.
Ülkemizde hukuk ayaklar altına alınmıştır. Hak, hukuk ve
adalet talebi, günümüzün en yaygın ve ciddi toplumsal taleplerinden biridir.
Siyasal iktidarın güdümündeki yargıya karşı, Birliğimiz hukukun üstünlüğünü
savunacaktır.
Dünyada bilim, teknoloji ve eğimin en büyük destekçisi olan
ve insanların özgür bilgi erişimini sağlayan internet üzerindeki “AKP iktidarı
kriterlerine” göre getirilen kısıtlamalar ve yasaklamalar bireysel ve toplumsal
özgürlükler anlamında kabul edilemez. TMMOB internet erişiminin bedelsiz olarak
kullanımı için ısrarcı olacaktır
Kişisel verilerin ticarileştirilmesinin bireylerin sağlığı,
fiziki ve mali, güvenliği ile doğrudan ilgili olduğu gerçeğiyle; TMMOB bu
verilerin izinli veya izinsiz kullanımının getireceği sakıncaları
yurttaşlarımız ile paylaşacak ve her türlü çalışmada kamu yararına müdahil
olacaktır.
Ülkemizde halkın haber alma hakkı gaspedilmiştir. Bu gaspa
karşı TMMOB halkın haber alma özgürlüğünü her alanda savunacak ve takipçisi
olacaktır.
Birliğimiz ülkemizin geleceğine ve toplumun ortak çıkarlarına
karşı sorumluluğu demokrasi ve özgürlüklerin korunması olduğunun bilinciyle,
AKP’nin ülkemize dayattığı gerici-muhafazakâr politikalarına karşı laiklik için
mücadele edecektir.
Toplumumuzun en önemli ve en uzun erimli sorunu Kürt
Sorunu’dur. İnkarcı, asimilasyoncu, güvenlikçi politikalar yerine aynı
coğrafyada yaşayan halkların eşit ve özgür biçimde bir arada yaşama
koşullarının oluşturulması, çatışmalı sürecin barış sürecine evrilmesi
noktasında Genel Kurulumuz açık bir şekilde taraftır.
Yıllardır uygulanan neoliberal politikalar sonucunda, ülke
varlıkları halkın öncelikli ihtiyaçlarını karşılamayan yatırımlarla çarçur
edilirken, insani ve toplumsal değerlerin aşındırıldığı, bireysel çıkarların
kamu çıkarlarının üzerinde tutulduğu bir ekonomik-sosyal yapı yaratılmıştır.
Yaratılan bu yapıya karşı Birliğimiz; paylaşımcı, dayanışmacı, eşitlikçi,
toplumcu, kamucu politikaları savunmaya devam edecektir.
Üretime dayalı olmadığı için, halkın yaşamına yansımayan,
hiçbir istihdam yaratmayan büyüme masalının inandırıcılığı kalmamıştır. Çarpık
ekonomik yapı, sermaye kesiminin kasalarını doldururken halkımıza emek
sömürüsü, iş cinayetleri, gelir adaletsizliği dayatılmaktadır. Birliğimiz,
üreten, sanayileşen, iş cinayetlerinin engellendiği, işsizliğin olmadığı, İş Güvenliği
mevzuatının sermaye tarafından değil, emekçinin ve aynı zamanda kamunun
güvenliği ve sağlığını gözeten bilimsel-teknik yaklaşımların belirlediği bir
ülke için mücadele edecektir.
Türkiye tarihinde hiçbir dönemde kadına yönelik şiddet bu
denli yaygınlaşmamış, alenileşmemiş ve cezasız bırakılmamıştır. Devlet
kurumlarında ve gündelik yaşamda empoze edilen gerici anlayış kadınların
toplumsal ve mesleki hayata katılımını engellemektedir. Kadınlar erkeğe,
işsizliğe, yok sayılmaya ve ev içi sömürüye mahkum edilmektedir. Birliğimiz
şiddete, kadın cinayetlerine, yok saymaya, değersizleştirmeye, her türlü
toplumsal cinsiyet eşitsizliğine ve nefret söylemine karşı adalet, eşitlik ve
özgürlük için mücadele etmeyi sürdürecektir.
Ülkede ve bölgede güç olma hevesiyle emperyalist odaklarla
yapılan işbirlikleri, ülkemizi güvenilmez, yarını belirsiz, tutarlı dış
siyasetten uzak bir konuma sürüklemiştir. Yurtta ve dünyada barıştan yana olan
tüm kesimler; küresel ve bölgesel güç savaşlarına karşı daha güçlü haykırmalı, mücadeleyi
yükseltmelidir. Birliğimiz, ülkede, bölgede ve dünyada barış için elini taşın
altına koymaktan çekinmeyecektir. Özgür, bağımsız ve barış içinde yaşayan
demokratik Türkiye mücadelesinde TMMOB taşıdığı bayrağı asla düşürmeyecektir.
Yaşam alanlarımız, derelerimiz, kıyılarımız, ormanlarımız,
meralarımız, madenlerimiz, suyumuz, havamız neoliberal politikalarla sermayenin
dizginsiz talanına açılmış, coğrafyamıza telafisi mümkün olmayan zararlar
verilmiştir. Ülkemizin ve bölgemizin geleceğini tehlikeye atan pahalı ve dışa
bağımlı enerji üreten nükleer santral projelerinden tüm uyarılarımıza rağmen
vaz geçilmemiştir. İmar planları, kentsel dönüşüm politikaları, insan yaşamını
ve doğayı merkezine alarak değil, sermayenin taleplerine göre şekillendirilmiştir.
İmar barışı olarak topluma sunulan, kaçak yapılaşma affı da bir seçim yatırımı
olarak, halk sağlığını tehlikeye atmakta, yaşama, kentlere, doğaya ve topluma
ihanet meşrulaştırılmaktadır. Birliğimiz; doğamızın, yaşam alanlarımızın ve tarihsel
mirasımızın yok edilmesine karşı mücadeleyi sürdürecektir.
Eğitim, ülkemizin geleceğinin şekillendirilmesinde en önemli
konudur. Sosyal devlet anlayışının gerilemesi, eğitimin ticarileştirilmesi,
niteliksizleştirilmesi, cemaatlerin ve gericiliğin eğitime müdahaleleri
ülkemizin geleceğini tehdit etmektedir. Anadilde eğitim de dâhil olmak üzere
bilimsel, laik bir eğitim sisteminin kurulmasında TMMOB taraftır. TMMOB, hem
çocuklarımızın aydınlık geleceği, hem de gelecekteki meslektaşlarımızın alması
gereken nitelikli ve parasız eğitim için mücadele etmekten geri durmayacaktır.
Genel Kurulumuz; “Mesleğimizin ve meslektaşlarımızın
sorunlarının halkımızın ve ülkemizin sorunlarından ayrı tutmadan mücadeleye
devam etme” kararlılığıyla;
Emek, ülke, halk, doğa düşmanı sömürü ve rant politikaları
ile cumhuriyet, laiklik, demokrasi düşmanı dinci-mezhepçi, totaliter faşizme
karşı TMMOB’nin anti-emperyalist, kamucu, toplumcu, devrimci, demokrat,
eşitlikçi, özgürlükçü geleneklerine sahip çıkacaktır.
TMMOB 45. Dönem Olağan Genel Kurulu; 24 Haziran 2018’de
yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçimleri eşit olmayan
koşullarda gerçekleşecektir. Bildiğimiz anlamıyla adaylar arasında bir tercih
değil, ülkemizin geleceğinin tayin edileceği bir yol ayrımı olduğunu saptamaktadır.
TMMOB olarak bu yol ayrımında, cumhuriyet değerlerine ve hukukun üstünlüğüne
dayalı parlamenter demokrasiden yana taraf olduğumuzu ilan eder, aynı
kararlılık ve mücadele azmi ile ülkemizin aydınlık geleceği için başta mühendis
mimar ve şehir plancıları olmak üzere tüm yurttaşlarımızı oy kullanmaya ve
oylara sahip çıkmak için sorumluluk almaya çağırmaktadır.
Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz!
Yaşasın TMMOB Örgütlülüğü!
TÜRK MÜHENDİS VE MİMAR ODALARI BİRLİĞİ
45. OLAĞAN GENEL KURULU